24 Haziran 2014 Salı

Pinokyo, bisiklet olan...

Ben, çok ama çok mutlu bir çocukluk dönemi geçirdim. İçim coşardı, çok özgür, çok sevdiklerimle, çok çocukla, çokça sokakta...Bisiklete binmeyi çok zor öğrenmiştim. Ama öğrendikten sonra, ellerim havada kullanmaya başlayan türlü numaralar öğrendim.  Pinokyo mavi-lacivert bir bisikletim var-dı. Parçalamıştım, babam defalarca fabrikaya götürüp kaynak yaptırmak zorunda kalmıştı.Pazar günleri  trt'de verilen sirk programlarını izler, bisikletle yaptıklarını yapmaya çalışırdım. 12 li bir merdivenden , bilinçli uçmuşluğum vardı..
O bisiklet, ben ergen olduğumda , benden habersiz, bisikleti olmayan komşumuza verilmişti. Kahrolmuştum, ama şimdiki çocuklar gibi vırvırvır annemin beynini yiyememiş, kocakız oldum, bisiklet alamayacak birinde bari falan demiştim ama ..Aradan minimum 20 sene geçti...Geçti gitti sanıyordum.
Annemin kanser olduğunu öğrendiğim, Kadıköy'den otobüsten inip elimde raporlarla yere bakarak yürüdüğüm gündü. Salı pazarının orada bisikletçi var, bisiklet tamircisi aslında daha çok...Yanından geçerken üstünde 4 tane daha bisiklet olan "mavi-lacivert pinokyo" mu gördüm. Çok sakince elimdeki raporları bıraktım köşeye, tek tek kaldırdım o bisikletleri. Lastikleri patlak, selesi yok, boyası çok kötü, çamurlukları paslanmış bisikletime baktım. Kaynak yerlerini kontrol ettim, oydu. Dükkan sahibi geldi..
-Beğendin mi abla, Bir dizi çekimi için pinokyo arıyorlar da, bunu beğenmediler.
-Alıyorum, dedim. 
2,5 yeni bisiklet parası verdim. 
----------------------------------------
Ev şu anda ufak bir tadilatta, usta aradı. 
-Abla bu bisikleti atıym mı napıym?
-Sakın!!! Akşama duvara asma aparatı getireceğim , yukarı monte ederiz ..
-İyi sen bilirsin ...dedi..

Bir daha kimseye kaptırmaya niyetim yok.. 
Eğer bir gün kıyar da, Kadıköy'de külüstür pinokyo'ya binen biri görürseniz, o benim işte!






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder